Menü

2 Haziran 2013 Pazar

Diren Gezi Parkı!

31.05.2013 tarihi artık Türkiye için bir dönüm noktası olarak tarih kitaplarında yerini aldı. Sadece 50 kişi ile başlayan küçük bir gösteri, on binlerce insana ulaşarak "Yeter!" çığlıklarıyla sokakları kasıp kavurdu. Gezi Parkı'nın yıkılıp yerine  AVM, cami vs. ya da her ne haltsa yapılma planı başta küçük bir grup dışında pek bir kişiyi ilgilendirmese de, polisin insanları gece vakti avlayıp üstlerine saldırması sonucu herkes dikkatini bu gösteriye verdi ve sonunda inanılmaz bir halk bütünleşmesi ve kardeşliği doğdu. Ortaya çıkan bu dostluk için tüm hükümete ve polise teşekkür etmek bir boyun borcumuzdur! Peki olaylar nasıl gelişti ve LGBT bu olaylarda yerini nasıl aldı bakalım.

11 Aralık 2012 Salı

Kurumsal Gay

Hayatımda yeni bir sayfa açıldı: İş Hayatı... Bazen kendimi kurumsal bir şirkette çalışıyor olarak hayal eder sonradan hemen bu fikirden uzaklaşırdım. Çünkü LGBT birinin kurumsal bir yerde var olması bana oldukça uzak geliyordu. Fakat gelin görün ki kaçamadım, saklanamadım ve kendimi hem de en kurumsalından bir şirkette işe başlıyor olarak buluverdim. Henüz 1 ayım bile dolmadı ama sanki yıllardır çalışıyormuşcasına izlenimler kazandım. Henüz kariyerine ya da üniversitede okuyacağı bölüme karar vermemiş LGBT'lerin kulağına küpe olsun bu diyeceklerim.

13 Kasım 2012 Salı

Azınlık + Azınlık + .... + Azınlık = Çoğunluk

Bu aralar yine beni hiç şaşırtmayan gelişmeler oluyor ülkemizde. Bilmiyorum haberdar mısınız ama birkaç aydır Avcılar'da bir grup insan tarafından trans bireyler taciz ve tehdit edilip evlerinden edilmek isteniyordu. Bu amaçlarına bizzat devlet eliyle evlerini mühürleterek ulaşmış durumdalar. Trans bireylere hiçbir destek ya da hizmet sağlamayan devlet, en sonunda kendi paraları ve emekleriyle aldıkları evlerini de ellerinden aldı. Hem de tam kış gelirken... Translardan birkaçı seks işçiliği yapıyor diye tüm transları bu şekilde etiketlemek oldukça kolay bir iftira özellikle insanların seks işçilerine ve fuhuşa ne gözle baktıkları çok aşikar olan bir ülkede. Kendinizi en güvende hissedebileceğiniz tek yer olan eviniz elinizden alınsa nasıl hissedersiniz tahmin edebiliyorsunuzdur. Tabi ki transfobizedeler gerekli yasal süreci başlatsa da umarım en kısa sürede evlerine kavuşurlar ve artık bu ülkede de güzel birşeyler oluyor diyebiliriz. Bu sıralar başka neler oluyor bir bakalım.

10 Eylül 2012 Pazartesi

Daldan Dala, Daldan Dala

Türkiye'de bu sıralar o kadar çok şey oluyor ki her seferinde yeni bir haber duyduğumda eskilerini henüz hazmedememiş oluyorum. 4+4+4'lerden kadın cinayetlerine, trafik kazalarından ölen işçilere hergün yeni bir iç karartıcı haberler dizisi... Bari yazın şöyle güzel bir tatil yapayım stresten uzaklaşayım dedim ama günümüzde ne mümkün. En iyisini sevgilimle 1 haftalığına tatile kaçmakta buldum. Doğa (ayağa batan deniz kestanesi), deniz (girerken çığlıklar attıran soğuk), güneş (2 dakikada arap bacıya döndüreninden) ve yemek (gittikçe bozulan restoran yemekleri) derken tatil yapmanın ne demek olduğunu unuttuğumu farkettim. O kadar uzun süredir şöyle güzel bir tatil yapmamışım ki tatilde bile sinir olucak birçok şey bulmakta zorlanmadım. Ama tatilin iyisi kötüsü olmazmış onu da anladım tabi ki döner dönmez. Bugün daldan dala bir konudan girip diğerinden çıkma kararı aldım başlıktan da anlaşılacağı gibi (Semra Kaynana'yı garip bir ürpertiyle anıyorum). Sebebi de yazmadığım uzun süre içerisinde içimde kıyı da köşede kalmış şeyleri şöyle bir atıp kurtulmak. Sonrasında da oh çekip çayımı içmeyi planlıyorum. Evet ilk dalımıza konalım bakalım.

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Homofobi Yasaklansın!

Uzun zamandır yazamadım yoğundum falan filan :) Tabi bu sırada Onur Yürüyüşü 2012 yapıldı. 2003'te 30 kişiyle başlayan yürüyüş, 2012'ye geldiğinde artık binlerle gerçekleşti. Her ne kadar çevredeki insanların şaşkın bakışlarına maruz kalsalar da, LGBT'ler yılda 1 gün İstiklal'de istedikleri gibi dans edip şarkı söylerek kendilerini ifade ediyorlar. Biz hep burdaydık ve her zaman burda olacağız mesajı artık yavaş yavaş insanların kafasına kazınmaya başlıyor. En azından Taksim esnafınınkine kazınmıştır eminim. Bazılarına bu tarz aktivizmler küçük ve önemsiz gibi gelse de, dünyadaki tüm büyük hareketler küçük kıvılcımlarla ve özverili insanlarla başladı. Birçok ülkede bugün kabul edilen eşcinsel evlilik, zamanında söz konusu bile değil hatta bazı ülkelerde eşcinsellik cezalandırılan bir kavramdı (Bkz. İspanya tarihi Kral Franco). Dolayısıyla hiç olmadı gözünüze bir gözlük, elinize bir bayrakla siz de her yıl bu yürüyüşe katılabilir ve ileride değişim yaratacak olan bu harekete destek verebilirsiniz.

15 Mayıs 2012 Salı

Heteroseksüellerin Dünyasından LGBT

LGBT iseniz karşılaşacağınız en büyük problem heteroseksüel dünyadır. Sebebi ise heteroseksüellerdeki LGBT eğitimi eksikliğidir. Gay bir birey olarak 2 tane çevrem var diyebilirim. Bir tanesi bana sanki sahte bir insanmışım gibi hissetiren, ara sıra homofobik şakalar içeren ve kimseye gay olduğumu söylemediğim (eminim birkaçının tahmini vardır) heteroseksüel arkadaşlarımdan oluşan çevrem. Diğeri ise benim, sevgilimin, onun ailesinin ve LGBT arkadaşlarımdan oluşan ve hayatımı değiştirmiş ve beni mutluluğa ulaştırmış 2. çevremdir. 2 çevre sorunu LGBT bireylerin birçoğunda vardır özellikle nispeten heteroseksüel gibi görünebilenlerde. Peki neden tampon bir çevre oluşturmak zorundayız ? Gelin inceleyelim.

27 Nisan 2012 Cuma

Klişe Gay Türleri ve Klaine (Glee) üzerine

Medyada, özellikle Türkiye medyasında, gay olarak sunulan sanatçıların, dizi/film karakterlerinin ya da diğer medyatik kişilerin ortak bir yönünü farkettiniz mi? Tabi ki ettiniz çünkü medya amacına oldukça başarılı bir şekilde ulaştı: klişe feminen gay. Toplumdaki homofobiyi tetikleyen en önemli unsurların başında olduğunu düşünüyorum bu klişenin çünkü özellikle dinde erkeklerin kadınların yerine geçmesi şeklinde belirtilmiş belli bir yasak/günah/ayıp bulunmakta. Madem maskülen gayler de var o zaman neden bize medya bunu dayattı bunca zaman diye sorabilirsiniz. Aslına bakarsanız ABD, Kanada ve bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi medya artık bu huyundan vazgeçti çünkü gerçekten de bu ülkelerde bazı gayler artık günlük hayatta farkedilmeden yaşayabildiklerini gösterdiler. Medya da bunu yine kendi lehine çevirip gay karakterleri kategorilendirmeye başladı. En güzel örneği favori dizim Glee'deki ergen gay çift Kurt ve Blaine ya da bazılarının kısaca dediği gibi, Klaine.

13 Mart 2012 Salı

Dünyanın En Güçlü Kadınları !!!

Eskilerin LGBT'si şimdi olmuş LGBTIQ. Hatta buna daha farklı harf kombinasyonları getirenler de olmuş. Bence en iyisi LGBTIQABCDEFG... diye birşey olsun nasılsa ilerde bu gruba katılacak birileri de bulunur yani sonradan harf üretmeye gerek kalmasın amaç o! Merak edenler için I interseks yani hermafrodit bireyleri Q ise "queer" yani kendini herhangi bir gruba dahil etmeyen ya da LGBT kişiler yararına çalışan ve onları destekleyen bireyleri temsil ediyor. Kısacası grup olalım grup mentalitesi işte... Vardır ya bizde "duyduk geldik", "bu aralar ne moda yaaa" şeklinde falan... Şahsen ben mutluyum tabi ne kadar insan o kadar ses, o kadar etki... Neyse bu yazıda transeksüellere yer vermek istedim çünkü birkaç gün önce konu üzerine hazırlanmış Proudly Trans in Turkey - Trans Onurlu ve Türkiyeli isimli inanılmaz güzel bir video serisi izledim. Videoları yazının altında ya da playlist olarak serinin ismine tıklayarak bulabilirsiniz.

14 Şubat 2012 Salı

Dizisini Yaptık Filmini de Yapalım Bari...

Eh eşcinsel içerikli filmleri yazdım biraz da filmlere bakalım. Zaten uzun zamandır yazmak için konu bulamadım iyi oldu bunun aklıma geldiği :P Tabi yine hollywood yapımı filmlere bakmak zorundayız çünkü ülkemizde eşcinsellikle ilgili filmler sayılı. Olanlar ise ya yasaklandığı için vizyona giremiyor (bakınız Kraliçe Fabrika'da) ya da çok az eşcinsel içerikli sahnesi oluyor yani hikayeden siz çıkarıyorsunuz filmin sonuna doğru "aaaaa gaymiş bu be" şeklinde. Kısacası yerli yapımları sıralasak elimizde pek film olmadığı için resmen filmleri sıralamış oluruz. İroniktir yandaki resmi bulduğumda (fimlerin adlarını da okursanız anlarsınız) dosya ismi "50 guy movies" olarak geçiyordu. Biz onu "50 gay movies"miş gibi kabul edelim bari :P Evet bakalım şimdi sırayla ne filmler varmış neler yapılmış neler batırılmış, içine edilmiş.

11 Aralık 2011 Pazar

Dünya Dünya Olalı Böyle Konuşma Görmedi !

Yazıyı okumadan önce Amerika hayranlığı ya da düşmanlığını bir kenara bırakın. Çünkü nadiren olsa da bir ülke kendi menfaatleri için değil ezilen insanlar ve eşitlik için konuşuyor! Bunu yapanın Amerika olması biraz şüphe uyandırıcı olsa da konuşmanın hepsini (~30 dk.) dinledikten sonra oldukça ikna olabilirsiniz. Ben oldum çünkü şans eseri evde zap yaparken (!) canlı yayına denk geldim ve kaptırdım gittim. Konuşmanın sonunda oldukça etkilenmiş bir şekilde buldum kendimi ve paylaşiyim paylaştiriyim dedim. Evet konuşmanın detaylarına gelecek olursak :

4 Eylül 2011 Pazar

Dolaptan Gururla Çıkmış Gay Ünlüler

İngilizce'deki "coming out of closet" terimini hepimiz biliyoruzdur. Bilmeyenler için şu anlama geliyor: gay bireylerin çevresindeki insanlara gay olduğunu açıklaması ve bir daha bunu gizleme gereği duymamaları. Kelime anlamı olarak ise dolaptan çıkma anlamına geliyor. Yani gizli eşcinsellerin hepsi bir dolabın içinde ve hala Narnia'ya bile ulaşamamış durumdalar. Yazık !

Malum eşcinsel demek sanat, eğlence, zevk, moda ve popüler kültüre bugün yön veren daha birçok şey demek olduğu için, ünlüler camiasında eşcinsellere rastlamak hiç de şaşırtıcı değil. Belki şaşırtıcı olan uzun süre gizli kalanların sanki hepimizin gay radarı (gaydar) bozulmuş gibi birden bire ortaya çıkıp "Heey ben eşcinselim. Nası da yedim sizi onca yıl" demesi. Tabi başta gururla eşcinselim diyen ünlüler de yok değil az olsa da. Tabi ki Türk ünlülerden bahsetmiyoruz burda bunu da not düşelim.
Şimdi bu ünlülerden bir kaçına bakalım:

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Amy Winehouse: Klüp 27'ye Hoşgeldin

Uyuşturucu ya da genel olarak bağımlılık yaratan maddeleri kullanan insanlara sorarsınız neden kullanıyorsun ya da kendine zarar vermek hoşuna mı gidiyor diye. Cevap hep aynıdır: "Yok ben bağımlı değilim ara sıra esti mi içiyorum. Ayrıca araştırmalar göstermiş ki" diye devam eden saçmalıklar silsilesi. Ve günün sonunda birilerinin hayatı kararır ya da Amy Winehouse gerçeğinde olduğu gibi sönüp gider.

Hayır bu yazı uyuşturucu düşmanı ya da Amy Winehouse'un ne kadar ayyaş, bağımlı ve sorunlu biri olduğu hakkında değil. Bu yazı tamamen onun ne kadar sıradışı, hayran bırakan, inanılmaz gözlere ve karizmaya sahip olan bir insan olduğu ile alakalı. Yaşama hakkı herkese veriliyor olabilir fakat onu kullanıp kullanmamak kişinin istediğine göre değişir. Bazılarına "varolmanın verdiği inanılmaz ağırlık" çöker, bazıları ise Pollyanna'nın ikiz kardeşi olarak dünyaya gelip başına ne gelirse gelsin pes etmez. Bu yüzden Amy Winehouse gibi insanların neden öldükleri ya da neden yaşamak istemedikleri sorgulanmaz, tam tersine bunca zaman yaşadıklarına şükredilip bize bırakları inanılmaz eserlere sarılıp avunulur.

6 Haziran 2011 Pazartesi

Eşcinsel İçerikli Diziler

Ülkemizde homofobi sadece toplumla sınırlı kalmayıp aynı zamanda kurumlara da hakim olduğu için, Türk televizyon kanallarında eşcinsellikle ilgili herhangi birşey (iyi ya da kötü) içeren diziler RTÜK tarafından uyarılır hale geldi. Hatta bazı kendini bilmez sunucular da vazifeleriymiş gibi davet ettikleri konukları azarlar oldu ! O yüzden birçoğumuz yabancı dizilere sardık. Sarmamış olanlarımızı da ben şimdi sardıracağım zaten :) Bu konuda en iyi yapımlara kuşkusuz Amerikan televizyonları sahip. Televizyonun insanlar üzerindeki reddedilemez etkisini anlayan yapımcılar da, dizi içeriklerine vermek istedikleri mesajları da dahil ederek hem izleyicileri eğitmeye başladılar hem de toplumu bazı fikirlere daha alışmış hale getirdiler. Şimdi bu dizilerden bir kaçına bakalım.

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Pornoyla alıp veremedikleri şeyler !


Söz ne zaman pornoya gelse, herkes "Aaa çok ayıp. Ben hiç izlemem. Bence çok ahlaksız birşey" gibisinden tepkiler verir. Nedir pornoyla alıp vermedikleri anlamıyorum. Neden gereğinden fazla anlam yükleyip, aslında olmadığı birşey haline getirip günah keçisi ilan ediyoruz pornoyu ?

Bunun sebebi çoğunlukla toplumdaki "cinsellik ve seks" tabuları. Çocukluğumuzdan beri sürekli seksi ve cinselliği sanki yasak ve ayıp(!) birşeymiş gibi gösteren ailelerimize burdan selam olsun! Madem bu kadar ayıptı beni neden yaptınız o zaman. Küçük bir ikiyüzlülük seziyorum.

28 Nisan 2011 Perşembe

LGBT Dostu (Eh işte) Üniversiteler

YGS, şifre skandalları, tercihler derken birçok üniversite adayının özellikle LGBT bireylerinin hangi okulların gay dostu olduğunu araştıracak fazla vakti olmuyor ya da aklına gelmiyor. Biliyorum çünkü ben de zamanında bunu düşünememiştim kafamda gezen 9183 tane tercih yüzünden. Ama şanslıyım ki kendimi Türkiye'nin en gay dostu okulunda buldum. O yüzden bu konuda birşeyler duymak isteyenler için bildiklerimi paylaşıyorum.
Eh malum bu konuda hoşgörü sahibi üniversiteler oldukça sınırlı. Olanlar da bazı(!) sebeplerden dolayı gitgide daha az gay dostu olmaya başlıyor maalesef. Fakat yine de korkunç derecede homofobik lise deneyimi olanlar bari üniversitede daha rahat yaşiyim mantığıyla az sonra sayacağım üniversitelerden birine girmeye çalışsa iyi olur.

11 Nisan 2011 Pazartesi

Eşcinsel Evlilik, Balayı, Düğün Vs.

Birkaç ay önce Macaristan'dan gelen bir arkadaşım "Tamam haklar konusunu anlıyorum fakat gayler neden evlilik için yürüyorlar anlamıyorum. Zaten birçoğu evlenmek istemiyor bile" diyerek beni şaşırttı. Avrupa'da hak söz konusu olunca herşey bitmiş bir evlilik kalmış tabi o yüzden ver veriştir! Ülkemizde malum "eşcinsel" kelime olarak bile kaş kaldırtmaya yeten bir kavram olduğu için, evlenmeye daha herhalde 3173891 yıl gerekiyor gibi gözüküyor. Fakat konuyu bu konuda ilerleme kaydetmiş ülkeler bazında ele alırsak, eşcinsel evliliğin aslında gerçekte ne anlama geldiğini daha iyi anlayabiliriz. Kimbilir belki birgün bizde bunları tartışıyor oluruz o yüzden hazırlıklı olalım.

3 Nisan 2011 Pazar

Terimler, Kavramlar ve Kargaşa

Böyle bir LGBT sözlük yazıp (kalınca) sonra saçma sapan konuşanların kafasına kafasına bunla vurmak istiyorum. Neden mi ? Çünkü önüne gelen hesabı sorulmuyor diye ağzına sakız etmiş bir şekilde bilindik LGBT (Lezbiyen Gay Biseksüel Transseksüel/Travesti) terimlerinden tutun da bambaşka garip garip kavramlara kadar her türlü şeyi evirip çevirip kullanıyor. Söz konusu olan şey LGBT olunca nedense kimse çekinmiyor. Hayır madem bilmiyorsun kullanma ! Neden bilmediğin sanat terimleri hakkında atıp tutamıyorsan LGBT hakkında da konuşma bilmiyorsan !

Buna izin veren biraz da bu gruba giren insanlar maalesef. O yüzden öğrenelim öğretelim!Hemen örneklerde açıklayayım efendim.

25 Mart 2011 Cuma

Bullying nedir?

Elizabeth Taylor 2 gün önce yani 23 Mart 2011'de aramızdan ayrılan efsaneler arasına katıldı. Bu aralar hayatımda önemli yeri olmayan ama her zaman orda olduklarını bildiğim insanlar patur kütür ölmeye başladılar. Birkaç ay önce ölen Defne Joy Foster'ın ölüm haberini sabahın köründe bir magazin saçması programdan duymak herhalde bu aralar aldığım en kötü haberdi.Her gün  gördüğünüz fakat dikkat etmediğiniz objeler, hayvanlar, insanlar vb birçok şeyi ancak yok oldukları zaman fark ediyoruz çoğu zaman. İşte o an tabi "ölüm" fikri pat diye diye gelip suratımıza vuruyor ki toparlanmamız bir süre alıyor.

24 Mart 2011 Perşembe

Hmm ilk blog.... Ne desem, ne demesem ?

Yani şu an yediğim halt tam bir salaklık ama neyse... 3 saat sonra önemli bir sınavım var ve ben bir blog açtım (Açana kadar tabi yok isimdi yok resimdi yok şuydu ooofff...). Neyse açtım bitti oh...
Dünyadaki milyonlarca blogger gibi benim de söyleceklerim var. Baştan konsepti söyleyeyim de seni açmıyorsa bu konular yollarımız ayrılsın.