Menü

11 Aralık 2012 Salı

Kurumsal Gay

Hayatımda yeni bir sayfa açıldı: İş Hayatı... Bazen kendimi kurumsal bir şirkette çalışıyor olarak hayal eder sonradan hemen bu fikirden uzaklaşırdım. Çünkü LGBT birinin kurumsal bir yerde var olması bana oldukça uzak geliyordu. Fakat gelin görün ki kaçamadım, saklanamadım ve kendimi hem de en kurumsalından bir şirkette işe başlıyor olarak buluverdim. Henüz 1 ayım bile dolmadı ama sanki yıllardır çalışıyormuşcasına izlenimler kazandım. Henüz kariyerine ya da üniversitede okuyacağı bölüme karar vermemiş LGBT'lerin kulağına küpe olsun bu diyeceklerim.

Üniversite hayatım şu ana kadar ki yaşadığım en güzel yıllar oldu. Bunun en başlıca sebebi hayatımda ilk kez heteroseksüel gibi davranmak zorunda kalmamak ya da kalsam bile beni buna zorlayan ortama sadece belli bir süre tahammül etmek zorunda olmaktı. Dersler bitince hemen heteroseksüel arkadaşlarımın yanından kaçıp sevgilimin kollarına koşardım ve günümün çoğunluğunu kendimi mutlu olduğum yerde geçirirdim. Üniversiteden önceki yani ilköğretim ve lise hayatım ise beni hem heteroseksüel gibi davranmaya zorlayan hem de bana kaçış bırakmayan bir ortamdı. Tabi ki ne kadar uğraşsam da içimdeki gay eninde sonunda çığlıklar atarak dışarı çıkar, insanlar bir süre sonra onlar için garip olan bir şeyin olduğunu anlarlardı. Odada oturan ve kimsenin bahsetmediği koca fil misali... Dolayısıyla ilk kez üniversite hayatımda kendim gibi olabileceğim bir çevrem ve güvenli alanım olmuştu.

Peki ben mezun olunca ne oldu? Birkaç ay işe başlamamaya direndim. Çünkü mesleğimin bana sunduğu işler genellikle hep kurumsallar şirketlerdeki pozisyonlardı. Bir süre sonra kendimi artık işe yaramıyormuş gibi hissetmeye başlayınca ucundan bir yerinden başlıyım diye düşündüm. Bulduğum iş ilanlarından tek tek döndüler ve birçoğu ile görüşmeye gittim. Görüşmeler sırasında yeni bir tecrübe heyecanıyla "ya o kadar da fena değil gibi duruyor" diye düşündüm tabi. Ve en sonunda bir tanesini kabul ettim.

Daha ilk günden insanların, yeni gelen biri olarak bana sorduğu sorular ve muhabbet konuları iş hayatımın nasıl olacağını gözler önüne seriverdi. Kızlar tamamen "potansiyel koca" odaklı sorular sorup, klasik heteroseksüel cevapları duyamayınca da hafif şaşırıp "ay ne tatlısın"  vb. yorumlarla beni süzüm süzüm süzdüler. Erkekler ise her zamanki gibi önce ilgi alanlarımın onlarınki ile azıcık bile olsa kesişmediğini anlayıp varlığımı görmezden gelmeyi tercih ettiler. Bu durumda öğle aralarında yemek yemek zorunda kaldığım bir grup bekar kız ve karşı masadan bana garip bakışlar atan erkekler grubu arasında kalıverdim.

Peki ya benden 1 yaş büyük insanların evli olup hatta bebek bekledikleri gerçeğine ne demeli! Kurumsal şirket birden hayatımda hiç bulunmadığım kadar heteroseksüel bir ortam oluverdi. Hatta şirkette yükselebilmek için evli, çocuklu, arabalı hafta sonları sporlu bilmem neli bir insan olmam gerektiğini bile üst düzey yöneticilerle yaptığım birkaç toplantı sonrası anlayıverdim.

Elimde başka seçeneğim var mıydı? Belki vardı belki yoktu bilemiyorum ama sonuçta şu anda tekrar liseye dönmüş gibi hissediyorum kendimi. Yine aynı korkular, aynı dedikodular, aynı düşmanlıklar...

1 yıl 1 ay sonra gelen edit: Kim bilebilirdi ki o bekar kız grubunda gizli saklı köşede duran kızıl saçlı pek de bekar olmayan çılgın bir kızın hayatımı değiştireceğini :)... Merak edin biraz, bir sonraki yazıda!...

2 yorum:

  1. zamanla tüm taşlar yerine oturur önemli olan ipin ucundan tutabilmek...

    YanıtlaSil
  2. Merak ettim ne mezunusun acaba?

    YanıtlaSil